Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Paylaşmak Güzeldir...

Son zamanlarda insanlar bir sosyal medyacı oldu görmeyin. Kimi facebook kimi instagram kimide tweetçi oldu. Hele Coronalı günlerimizde #evdekal sloganıyla herkes ne yapacağını şaşırdı. İnstagramda canlı yayınlara yetişmek mümkün değil. Sabah 06.30 da yoga seansları başlıyor. Spor yaptıranlar mı istersiniz, çalıp söyleyenler mi istersiniz. Birazda sosyal medya kirliliği var demek daha doğru olur. İşin açığı ağzı olan konuşuyor. Ben iyi bir takipçiyim. Kendime gelince, paylaşım yapmayı çok istemiyorum. Hani ağzı olan konuşuyor dedim ya. Tutar ağzı olan biri bir laf ediverir canım sıkılır diye paylaşmıyorum. Çok net açıkladım galiba. Birgün camaltı ustam bir yerlerde çevreme camaltı öğrettiğimi paylaştığımı görünce bunun çok erken olduğunu daha çok çalişmam gerektiğini yazmıştı. Şaşırdım doğrusu camaltını on senede yıllarcada çalışsam bu işte, camaltı böyle çalışılır. Neyi keşfettin neyi keşfedeceğiz daha. Camın arkasına çiziyorsun bu kadar... dedim ya biri bir laf eder diye. İşte camal
En son yayınlar

Korkak İnsanlar

Olumsuz bir cümleyle yazıma  başlamak istemiyorum ama ne yapayım yazımın konusu öyle... Korkak insanları sevmiyorum.    Neden  korktuğunuza bağlı diyorum. Kediden    köpekden korkabilirsiniz. Karanlıkdan korkabilirsiniz. Arabanın süratli gitmesinden korkabilirsiniz. Gök gürültüsünden korkabilirsiniz. Yaptığınız bir hatadan dolayı babanızın bağırmasından korkabilirsiniz. Daha arttırabiliriz korkuların çeşitlerini. Psikolog değilim ancak şunu biliyorum ki, daha önceden yaşadığınız olayların sizde bıraktığı sonuçlar olarak önünüze çıkıyor. Babadan korkmaya gelince o da bizim toplumsal yapımızdan kaynaklı bir baskı-saygı-korku şekli. Hayvanlardan korkmayın, arabanın süratli gitmesinden korkmayın, babanızdsn korkmayın demiyorum. Nasıl derim size böyle birşey.  Ben korkak derken neyi kastediyorum biliyor musunuz? Kendini ıspatlayamamış insanların kendilerini ıspatlamasına farkında olmadan yardımcı olan, yine kendini gösteremeyen zavallılara kızıyorum. Aaa buldum. Ülkenin gidişatından pe

Dostlara merhaba,

MERHABA SİZLERE, Hayatın çok kısa olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilmemize rağmen hiç ölmeyecekmişiz gibi koşturuyoruz. Zaman hiçbirimize yetişmiyor. Hergün akşam yatarken yarının programını yapıyor sabah oluncada, o programı uygulamak için koşturmaya başlıyoruz.Koşarken arada bir durup etrafımıza bir bakmamız eşimiz dostumuz ne yapıyor onlarda koşabiliyor mu? yoksa birilerine ihtiyaçları var mı? Yani sadece kendimizi değil etrafımızdakileride görmemiz gerekir. Hepimizin kimseyle paylaşmadığı özelleri vardır. O özeller bazan mutluluk veren özeller bazanda bizi mutsuz eden özellerdir. İşte bizi mutsuz eden özeller zaman zaman bizim psikolojik dengemizi bozuyor, bazanda başka organlarımızı tahrip ediyor. Oysa kimseyle paylaşamadığımız dediğimiz özellerimizide paylaşabileceğimiz yakınlarımız vardır. Paylaşırsak dertlerimizin azalacağını, sevinçlerimizin çoğalacağını bilen kişiler olarak paylaşmayı öğrensek öğrenmeye çalışsak rahatlayıp daha mutlu insanlar olacağınızdan emin olun. B